Skip to content Skip to footer

 

UHR London Kültür Sanat Buluşmaları, tarih, felsefe, edebiyat ve toplumsal kimlik ekseninde şekillenen başlıklarla, katılımcılara düşünsel bir derinlik ve perspektif kazandırmayı amaçlayan odaklı oturumlardan oluşur. Atölyeler; ele alınan metin ve kavramları bağlamı içinde okumayı, farklı düşünce gelenekleri arasında bağlantılar kurmayı ve bireysel düşünme süreçlerini daha bilinçli biçimde yapılandırmayı hedefler. Her oturum, katılımcının eleştirel düşünme becerisini ve kendilik farkındalığını güçlendiren somut zihinsel kazanımlar sunar.

OSMANLI'DA PARADİGMA DEĞİŞİMİ

OSMANLI'DA PARADİGMA DEĞİŞİMİ

  • Tek oturumdan oluşan bu sunumda, Osmanlı düşünce dünyasında yaşanan kırılmayı yüzeysel bir “Batılılaşma” anlatısının ötesine taşıyarak, paradigmatik bir dönüşüm olarak ele almayı amaçlar.
  • Dr. Ümmü Han’ın Türk Şiirinde Yeni Paradigma adlı kitabından hareketle hazırlanan bu çalışma; düşünce, varlık, insan ve bilgi tasavvurunun nasıl değiştiğini özellikle edebiyat ve şiir üzerinden iz sürerek ortaya koyar.
  • Sunumda, Tanzimat’la birlikte şiirin zihinsel bir dönüşümün taşıyıcısı hâline gelişi; Osmanlı’nın kadim anlam evreni ile Batı felsefesinin kavramsal dünyası arasındaki geçiş süreçleri bütüncül bir perspektifle ele alınacaktır.

 

 

İçerik Çerçevesi:

  • Paradigma Kavramı ve Batı Düşüncesinin Gelişimi
  • Osmanlı’nın Ana Paradigması
  • Tanzimat Dönemi ve Paradigma Kırılması
  • Şiirin Dönüşümdeki Taşıyıcı Rolü

MANTIK'UT-TAYR: Kendi'ne Yolculuk

  • Ferîdüddin Attâr’ın Mantıku’t-Tayr’ı, tasavvuf geleneğinin en güçlü alegorik metinlerinden biridir.
  • İnsanın hakikat arayışını semboller ve hikâyeler üzerinden anlatan zamansız bir eserdir.
  • Kuşların Simurg’a doğru çıktığı bu yolculuk, aslında insanın benlikten arınma, idrak ve dönüşüm sürecinin bir haritası gibidir.
  • Eser yüzyıllar boyunca hem düşünürleri hem sanatçıları beslemiştir.
  • Modern insanın anlam, yön ve içsel derinlik arayışına bugün hâlâ güçlü cevaplar sunan canlı bir düşünce kaynağıdır.
  • 6 oturumdan oluşan bu sunumda, okuma-yorumlama-analiz yöntemleri kullanılarak tasavvufi temalar ve semboller üzerine metin merkezli değerlendirmeler yapılacaktır.

 

 

İçerik Çerçevesi:

  • Dağınıklık ve Arayış
  • Simurg Fikri
  • Hüdhüd’ün Çağrısı
  • Mazeretler ve Vazgeçişler
  • Yedi Vadi
  • Simurg’a Varış

HÜSN-Ü AŞK: Aşk'tan Güzellik'e

  • Şeyh Galip’in Hüsn ü Aşk’ı, klasik edebiyatımızın düşünsel ve metafizik derinliği en yüksek metinlerinden biridir.
  • İnsanın hakikate doğru çıktığı içsel yolculuğu semboller üzerinden anlatır.
  • Aşk’ın Hüsn’e ulaşmak üzere çıktığı bu yol, benliğin çözülmesini, nefsin sınanmasını ve idrakin dönüşümünü temsil eder.
  • Eser; tasavvufun soyut kavramlarını hikâye, mekân ve karakterler aracılığıyla ete kemiğe büründürür ve okuru anlam katmanlarının içine çeker.
  • Bu sunum tek oturumda, anlatı merkezli bir yöntemle ilerleyecek; metnin tamamı hikâye bütünlüğü korunarak aktarılacaktır.

 

 

İçerik Çerçevesi:

  • Eserin Alegorik Yapısı

  • Aşk ve Hüsn Kavramları

  • Yolculuk ve Menziller

  • Bilgi ve İdrak

  • Varış ve Farkındalık

DÜŞÜNÜYORUM ÖYLEYSE VAR MIYIM?

  • Bu tek oturumluk sunum, düşünmeyi rastgele çağrışımların ötesinde; aşamaları, yöntemleri ve sorumluluğu olan bir zihinsel eylem olarak ele almayı amaçlar.
  • “Her akla gelen düşünce midir?” sorusundan hareketle, düşünmenin ne olduğu, nasıl işlediği ve hangi koşullarda sahici bir idrake dönüştüğü tartışmaya açılacaktır.
  • Descartes’ın yöntemli düşünme anlayışı merkeze alınırken, ondan önce düşünmenin Antik felsefede, İslam düşünce geleneğinde ve kendi kültürel hafızamızda nasıl kavramsallaştırıldığı da ele alınacaktır.
  • Düşünmenin yalnızca bireysel bir zihinsel faaliyet değil, varoluşla kurulan derin bir ilişki olduğu gösterilecektir.
  • Bu sunum, hazır cevaplar vermekten çok, düşünmenin kendisini yeniden düşünmeye çağıran bir zihinsel egzersiz olarak kurgulanmıştır.

 

 

İçerik Çerçevesi:

  • Her Zihinsel Faaliyet Düşünme midir?
  • Antik Dünyada Düşünmek
  • İslam Düşüncesinde Tefekkür
  • Düşünmek = Var Olmak mı?

ANNELİKLE KENDİLİK ARASINDA

  • Bu tek oturumluk sunum, anneliği bir duygu alanı olarak değil, hayatı düzenleyen güçlü bir pratik olarak ele alır.
  • Annelikle birlikte zamanın, dikkatin ve önceliklerin nasıl yeniden şekillendiği; bu yeni düzen içinde “kendilik” dediğimiz alanın nasıl konumlandığı analiz edilir.
  • Annelik, yalnızca sorumlulukların artışı değil; zamanın, dikkatin ve önceliklerin yeniden belirlenmesi ve sıralanmasıdır.
  • Sunum, kadınların kendi varoluşlarıyla annelik rolleri arasındaki ilişkiyi daha açık, daha düşünülebilir bir çerçevede ele almayı amaçlar.

 

 

İçerik Çerçevesi:

  • Annelik Bir Rol mü, Bir Düzen mi?
  • Zaman, Dikkat ve Öncelikler
  • Kendilik Nedir, Nerede Konumlanır?
  • Kadınlık ve Annelik Arasında İlişki
  • Kaybolma ve Kaybetme Hissi
  • Bilinçli Varoluş İmkânı